24 Haziran 2025 Salı
Şanlıurfa’da düzenlenen bir düğüne davetli olarak katılan iki belediye başkanı, müzisyenin “Ah Ölem Ölem” adlı uzun hava parçasını seslendirdiği sırada adeta kendinden geçti. Bucak ve Begit’in birbirlerinin üzerine deste halinde para attığı görüntüler sosyal medyada paylaşıldı. Görüntüler kısa sürede çok sayıda kişi tarafından izlenirken, söz konusu davranış kamuoyunda eleştirilere neden oldu. Bazı sosyal medya kullanıcıları, “Vatandaşın geçim derdine düştüğü, yoksulluğun derinleştiği bir dönemde bu tür davranışlar hiç de yakışık almıyor” diyerek tepki gösterdi.
Bazı vatandaşlar ise ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde sergilenen bu tutumun kamu görevlilerine yakışmadığını ifade ederek, tepki gösterdi.
Ovacık karayolu Venk Köprüsü mevkiinde arkadaşlarıyla piknik yapmaya gittiği belirtilen 17 yaşındaki Eylül Y. iddialara göre dengesini kaybederek Munzur Çayı’na düştü. Arkadaşlarının ihbarı üzerine bölgeye 112, AFAD, jandarma, itfaiye ve Munzur Arama Kurtarma (MUDAK) ekipleri sevk edildi. Ekiplerin çayda yaptığı aramada genç kız, düştüğü yerden yaklaşık 400 metre aşağıda karşı kıyıda bulundu. Kalp ve solunumu duran genç kız burada yapılan müdahalelere cevap vermeyince ambulansla hastaneye kaldırıldı. Hastanede doktorların yoğun çabası sonucu genç kızın kalbi yeniden çalıştırıldı.
Genç kız, Tunceli Devlet Hastanesi yoğun bakım servisine kaldırılırken olayla ilgili inceleme başlatıldı.
Çemişgezek ilçesinde babasının esnaflığını vefatından sonra devralan Metin, işini yarım asrı aşkın bir süredir başarıyla ileriye taşıdı Beyaz eşya, mutfak eşyası, giyim ve manifatura satışı yapan Metin, artık eskisi gibi çalışamadığı için esnaflığı bırakma kararı aldı. Metin, ‘’Ben Çemişgezek ilçemizde 60 yıldır esnaflık yapıyorum. Bugünden itibaren artık esnaflığa veda ediyorum. Bugün Esnaf Odası Başkanlığını ziyaret ederek, esnaflığımın sonlandırılması için işlemlerimi gerçekleştirdim. Bazen toptan ürün için İstanbul’a, Gaziantep’e gidiyorduk. Şimdi Türkiye çapında büyük işyerleri açıldı. Millet şimdi alışverişini bilgisayar üzerinden yapıyor. Mesleğe veda ederken, Çemişgezek’teki tüm esnaf dostlarıma teşekkür ediyorum. Ben esnaf arkadaşlarımdan çok razıyım. Ben de o dükkanın kapısında oturmak gibi bir alışkanlığım vardı hüzünlüyüm’’ dedi.
Bu sosyal konut projelerinde de girişimcilerimizden, yapı sektörüne dair yeni projeleri ortaya koymalarını, yeni teknolojileri geliştirmelerini ayrıca bekliyoruz. İşte bugünkü Anahtar Fikirler Zirvesi’yle; yapacağımız işbirliğine dair çok büyük bir adım atmış bulunuyoruz. Gayrimenkul ve inşaat sektörüne yönelik yenilikçi teknolojiler geliştiren startup ekosistemiyle iş birliklerinin ilk tohumunu ekiyoruz” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Şişli’deki bir otelde düzenlenen Emlak Konut Anahtar Fikirler Zirvesi programına katıldı. Program 1 dakikalık saygı duruşunda buluşulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanı sıra İstanbul Valisi Davut Gül, Emlak Konut Genel Müdürü Yasir Yılmaz ve protokol üyeleri katıldı. Program sonunda Bakan Kurum’a hediye verildi.
“Şehri afetlere dirençli hale getireceğiz”
Programda bir konuşma yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Bu yıl 23 Nisan’da İstanbul’da yaşadığımız depremi hatırımızdan bir an bile çıkaramayız. Depreme karşı hazırlığın, kentsel dönüşümün aciliyetini daima hatırımızda tutmalıyız. İstanbul’umuzda hem kentsel dönüşüm hem sosyal konut projeleriyle şehri afetlere dirençli hale getireceğiz. Bu manada kamu ve özel sektörümüzün işbirliğine her zamankinden daha büyük bir ihtiyaç olduğunun altını çizmek istiyorum. Ben sadece Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak değil hem sektörün her kademesinde hizmet vermiş biri, hem de bu ülkenin bir evladı olarak sizlere söz veriyorum. Tüm birimlerimizle, genel müdürlük ve başkanlıklarımızla; sektörün önünü açacak her türlü desteği sağlamaya dün olduğu gibi bugün de devam edeceğiz. Bu cennet vatanın her karışını; afetlere hazır hale getirmek için göstereceğiniz her çabanın en büyük destekçisi biz olduk, yine biz olacağız” diye konuştu.
“81 ilimizde yeni bir sosyal konut hamlesine başlıyoruz”
Sektöre katkı sunacak tüm girişimlerin, bakanlığın tedarik zincirine entegre olmasını sağlayacaklarını belirten Bakan Kurum, “Şu anda Anadolu coğrafyasının, vatan toprağımızın etrafı adeta bir ateş çemberine dönüştürülüyor. Böylesi dönemlerde ülkelerin verdiği refleksler, her zamankinden daha kıymetlidir. Özellikle üreticilerimiz, sanayicilerimiz, yapı sektörümüz her türlü olasılığa karşı hazır olmalı; gayreti elden bırakmamalıdır. Bu manada ben de medeniyetimizin başkenti İstanbul’dan diyorum ki; çok çalışacağız, sanayicimizle üretmeye, gençlerimizle yeni fikirleri hayata geçirmeye; aşkla, azimle, kararlılıkla devam edeceğiz. Yine yıl sonunda bildiğiniz gibi 81 ilimizde yeni bir sosyal konut hamlesine başlıyoruz. Bu sosyal konut projelerinde de girişimcilerimizden, yapı sektörüne dair yeni projeleri ortaya koymalarını, yeni teknolojileri geliştirmelerini ayrıca bekliyoruz. İşte bugünkü Anahtar Fikirler Zirvesi’yle; yapacağımız işbirliğine dair çok büyük bir adım atmış bulunuyoruz. Gayrimenkul ve inşaat sektörüne yönelik yenilikçi teknolojiler geliştiren startup ekosistemiyle iş birliklerinin ilk tohumunu ekiyoruz. Her şeyden önce; ’Zirveyi yaptık, konuştuk, dağıldık’ olmayacak. Bu işin paçasına dört elle yapışacağız. Süratle; zirve öncesinde başlattığımız pilot uygulamaları genişleteceğiz. Hızlıca; tüm girişimlere destek olmak için; mentorluk programlarına başlayacağız. Sektörümüze katkı sunacak tüm girişimlerin, Bakanlığımızın tedarik zincirine entegre olmasını sağlayacağız. Ve son olarak da; bu girişimlerin büyüme süreçlerinde ihtiyaç duyacakları tüm finansal desteği sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
Programda bir konuşma yapan İstanbul Valisi Davut Gül ise, “Emlak Konut’un tecrübelerini sektör ile paylaşması, bu anlamda öncü olması hiç şüphesiz ülkemize ve şehrimize çok önemli katkılar sunuyor. Böyle bir etkinlik yapılacaksa 58 üniversitesi olan, 1 milyondan fazla üniversite öğrencisi olan, teknoparkların önemli bir kısmına ev sahipliği yapan İstanbul’umuzda Emlak Konut’un öncülüğünde olması en isabetlisiydi. İnanıyorum ki bu etkinlik şehrimize, sektörle birlikte, paydaşlarla birlikte hayırlı neticeler getirecek. Hiçbir şey yerinde durmuyor. Teknoloji gelişiyor, insanların beklentileri ve ihtiyaçları değişiyor. Savunma sanayisinde olduğu gibi, Emlak Konut’un öncülüğünde, bu yapılanlar ile birlikte sektörümüz ciddi anlamda nefes alacak. Milli ve yerli sanayimize katkı sağlayacağını düşünüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi” için Hollanda’ya hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede ittifakın caydırıcılık ve savunmasını pekiştirecek adımları değerlendireceklerini söyledi. Müttefiklerin savunma harcamalarının arttırılması konusunda yeni hedefler belirleyeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak adil külfet paylaşımını ve Avrupa güvenliğinin pekiştirilmesini özellikle savunuyoruz. NATO’nun ikinci büyük kara ordusunu sevk ve idare eden bir müttefikiz. Ülkemizin savunma yeteneklerini sürekli geliştirirken ittifakın caydırıcılığına da katkıda bulunuyoruz.
İttifak satında savunma sanayinin güçlendirilmesini önemsiyoruz. Ancak daha güçlü savunma ve daha etkin ordu hedefiyle yola çıkarken müttefikler arasında savunma ürünleri ticaretinin önüne engeller getirilmesini doğru bulmuyoruz. Bu engelleme ve kısıtlamaların en kısa sürede amasız, fakatsız kaldırılması gerekiyor. Bu bağlamda Avrupa Birliği’nin son dönemde savunma ve güvenlik alanında girişimlerini de yakından takip ediyoruz. Avrupa’nın güvenliğine birçok üyenin toplamından fazla katkı sunan ülkemiz birliğin savunma girişimlerine uygun şekilde dahil edilmelidir. Türk savunma sektörünün birliğin savunma mekanizma ve projelerine dahil tüm Avrupa’nın faydasına olacaktır. Bu konuda öncelikle bizim gibi birlik üyesi olmayan müttefiklerle yakın istişare halindeyiz” diye konuştu.
İttifak’ın Avrupa sütununu destekleyici tedbirleri ele almayı planladıklarını bildiren Erdoğan, “Zirvede ayrıca yıllar önce öngörülü bir yaklaşımla ittifak bünyesinde terörizmle mücadele konseptine en fazla katkıyı veren müttefik olarak bu alanda ittifakın yapması gerekenlere dikkat çekeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’daki savaşın adil bir çözümle kalıcı olarak neticelendirilmesine yönelik gayretler zirvenin başlıkları arasında yer aldığına dikkat çeken Erdoğan, “Müttefikler Ukrayna devlet Başkanı Zelenski ile de bir araya gelecek. Biz ittifaka karşı sorumluluklarımıza halel getirmeksizin savaşın diplomasi yoluyla sonlandırılmasına dair çabalarımızı anlatacağız” dedi.
3 yıllık aradan sonra Rus ve Ukraynalı tarafları İstanbul’da buluşturduklarını hatırlatan Erdoğan, “Esir ve cenaze takasıyla ilgili kararların alınmasına ve hayata geçirilmesine vesile olduk. İstanbul sürecinin devamına yönelik yeni adımlar planlıyoruz” dedi.
Gerek zirvede gerek ikili görüşmelerinde Netanyahu hükümetinin Filistin halkına yönelik katliamlarına da dikkat çekeceklerini vurgulayan Erdoğan, “21 aydır devam eden işgal, silah ve yıkım politikasının bir an önce son bulması gerektiğinin altını çizeceğiz. Öte yandan biliyorsunuz 13 Haziran’dan beri bölgemizde tansiyon iyice tırmandı. İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan süreçte en başından bu yana müzakereleri esas alan girişimlerimiz oldu. Sayın Trump ve Sayın Pezeşkiyan ’ın da aralarında olduğu birçok liderle görüştük. İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarını bir araya getirdik” ifadelerini kullandı.
Dün Amerikan Başkanı Trump’ın yaptığı açıklamalar sonrası gelişmeleri yakından takip ettiklerini aktaran Erdoğan, “Bölgede ateşkesi sağlayacak ardından da kalıcı sükunete giden yolu açacak her türlü gayreti takdirle karşılar ve samimiyetle destekleriz. Nitekim dün gece geç saatlerde gelen taraflar arasında ateşkes sağlanmasına dair mutabakata ulaşıldığı haberini memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm tarafları ateşkese tam riayet etmeye davet ediyoruz. Daha önce de ifade ettim bölgemiz etkileri tüm dünyada hissedilecek bir savaşın yükünü kaldıramaz. Ellerin tetikten çekilmesi ve ihtilafların çözülmesi için diplomasiye şans tanınması en doğru, hayırlı ve akılcı tavır olacaktır. Türkiye olarak uluslararası hukuku gözeten, diplomasiye öncelik veren ilkeli tavrımızı kararlılıkla sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
“2026 yılındaki NATO zirvesine Türkiye’de ev sahipliği yapmak istiyoruz”
2026 yılındaki NATO Zirvesine Türkiye’de ev sahipliği yapmak istediğini açıklayan Erdoğan, “Zirve marjında müttefiklerimiz ile ittifak ortaklarından liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştireceğiz” dedi.
Ukrayna-Rusya Savaşı ile ilgili Türkiye’nin arabuluculuğunda İstanbul’da yürütülen görüşmelerle ilgili bir soru üzerine Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye olarak bu savaşı sona erdirmek için ortaya koyduğumuz çaba herkesin malumudur. Ukrayna ile Rusya arasında adil ve kalıcı bir barışın mümkün olduğuna biz samimiyetle inanıyoruz. Bu barışı sağlamak için de elimizden geleni yaptık yapıyoruz. Her iki tarafın güvenine mazhar olan bir ülkeyiz. Bu güven sayesinde savaş atmosferinde dahi somut ilerlemeler kaybettik. İstanbul’daki görüşmeler atılan en önemli adımlardan biridir. Görüşmelerin daha ileriye taşınmasını ve artık savaşı sonlandıracak yola girilmesini arzu ediyoruz. Sahadaki gelişmelerin de bu umut ışığını artırmasını temenni ediyoruz. Bu savaş sonsuza kadar süremez. Barış için kolları sıvamak, İstanbul’da kurulmuş diyalog zeminini güçlendirerek barış masasını çok daha üst düzeyde bir katılımla ortaya koymak lazım. NATO zirvesinde de muhataplarımız da bu vizyonumuzu anlatacak ve barışı sağlayana kadar durmayacağımızı ifade edeceğiz.”
“İsrail saldırganlığı bölgemizin tamamında tümüyle durmalıdır”
Bir basın mensubunun, “İsrail’in İran’a yönelik saldırısıyla başlayan savaşta 12’nci günde ateşkes kararı alındı. Ancak ateşkes her iki taraftan da ihlal ediliyor. Süreci nasıl yorumluyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“İsrail’in İran’a yönelik saldırıları bölgemizin barış ve huzuruna yönelik büyük bir tehdidin fitilini ateşlemiştir. İsrail’in Filistin ile başlayan Lübnan’a, Suriye’ye, Yemen’e nihayetinde de İran’a uzanan pervasız adımları asla kabul edilemez. Küresel aktörlerin bu çılgınlığa son vermek için etkin tedbirleri alması şart.
Yoksa bunun bedelini sadece bölgemiz değil, bütün dünya öder. Biz herkesi aklıselime çağırmaya, diplomasinin imkanlarının her türlü meseleye çözüm bulmak için yeterli olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Çatışmalardan kastımız sadece İsrail ile İran arasındaki gerilim değil, İsrail’in Gazze’deki açlığı silah olarak kullanan hukuksuz zulmünün de sonlandırılmasını istiyoruz. İsrail’in İran’a yönelik saldırısıyla başlayan süreçte hep bu gerilimin Gazze’deki mezalimi gölgelememesi gerektiğini söyledik. Orada insani durum gün geçtikçe kötüleşiyor. Bir an önce Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanmalı, İsrail saldırıları durmalı, insani yardımların kesintisiz bir şekilde ulaşımının yolu açılmalıdır. İsrail saldırganlığı bölgemizin tamamında tümüyle durmalıdır.”
“Terörsüz Türkiye hedefimize, özellikle bu verdiğimiz sözü yürüyüşümüzde hiç aksamaya fırsat vermeden devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer bir basın mensubunun, “Efendim ’Terörsüz Türkiye’ sürecinde tam da silah bırakma aşamasına gelinmişken YPG de Şam yönetimiyle bir anlaşmaya varmışken Şam’da kiliseye yapılan bir terör saldırısı haberini aldık ve bu saldırıyı da DEAŞ’ın yaptığı açıklandı. Öncelikle bu saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ardından küresel güçler YPG’yi dağıtmamak için ’DEAŞ hala aktif’ algısı mı oluşturmaya çalışıyor?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Çevremizde ne yaşanırsa yaşansın. Terörsüz Türkiye hedefimize, özellikle bu verdiğimiz sözü yürüyüşümüzde hiç aksamaya fırsat vermeden devam edeceğiz. Bir devlet politikası olarak hassasiyetle yürüttüğümüz bu süreci inşallah başarıya ulaştırmakta kararlıyız. Terör bölgemizde çoğu zaman bir maşa olarak kullanıldı. DEAŞ’ın kanlı ve kalleş yüzünü çok iyi bilen bir ülkeyiz. Fırat kalkanı harekatıyla bu örgüte en ağır darbeyi biz bulduk. Kiliseyi hedef alan menfur terör saldırısı sebebiyle Suriye halkına bir kez daha taziyelerimizi sunuyoruz. Suriye’nin 13 yıllık iç savaş sonrası huzur ve istikrar için ortaya koyduğu gayret takdire şayandır. Bu çabaları etkisiz hale getirmek, Suriye’yi yeniden çatışmalı bir geleceğe taşımak isteyenlere Suriye yönetimi asla müsaade etmez. Suriye yönetimi DEAŞ dahil bütün terör örgütleriyle mücadelede son derece kararlı. Biz de kendilerine gereken desteği veriyoruz ve vereceğiz. Suriye müreffeh ve huzurlu geleceğine inşallah ulaşacaktır. Terörle mücadele konusunda Suriye yönetiminin etkin adımlar atarak kısa sürede mesafe alacağına inancım tamdır.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.